Hindistan'ın bağımsızlığının 75'inci yıldönümünde, onlarca yıllık kurumsal suistimalden sonra, Yeni Delhi'deki demokrasi,
Yeni Hint-kökenli İngiliz Başbakan Rishi Sunak’ın Hindistan yankıları
Dr. Duygu Çağla Bayram Independent Türkçe için yazdı
Dr. Duygu Çağla Bayram Hindistan Araştırmacısı. Uluslararası İlişkiler alanında Doktora sahibi. “Çalkantılı Sularda Yeni Rota: Hint-Pasifik Anlatısı ve Hindistan” kitabının yazarı @DrCaglaBayram
Salı 1 Kasım 2022 8:21
Geçtiğimiz 24 Ekim Pazartesi günü tam da büyük Hindu bayramı olan Işık Festivali Diwali/Deepavali gününde dünyanın en büyük güçlerinden birinin başbakanlık koltuğuna Hindu inancına derinden bağlı olan Hint kökenli Rishi Sunak’ın seçildiği ilan edildi.
Birleşik Krallık’ın son zamanlarda ekonomik krizle beraber siyasi krizle de başa çıkmaya çalıştığı doğrudur.
Uzunca bir süredir ülkede iktidarı göğüsleyen Muhafazakâr Parti lideri Boris Johnson’ın ardından sadece 49 günlük görev süresi sonrasında başbakanlıktan istifasını sunan eski Muhafazakâr Dışişleri Bakanı Liz Truss’ın akabinde yine Muhafazakârlar’ın seçtiği eski Maliye Bakanı Rishi Sunak ülkenin üç yıl içinde gördüğü üçüncü başbakan.
Yazılı olmayan İngiliz Anayasası’nın yazılı olmayan bir kuralı da görev süresi içinde herhangi bir nedenden ayrılan veya ayrılmak durumunda bırakılan başbakan, genel seçimlere gidilmeden iktidardaki parti içinde seçilir.
Konunun uzmanları tarafından, şimdi zor bir dönemde koltuğa oturtulan Başbakan Sunak’ın 2024 genel seçimlere kadar zorlu bir görevi olduğu ve her ne kadar Muhafazakârlar’ın iyi bir ekonomik iyileşme planına sahip biri olarak lanse edilse de çoğu Britanyalılarca ülkeyi bu zorlu süreçten çıkaracak kişinin Sunak olmadığı ve genel seçimlere ulaşsa bile halk tarafından seçilme başarısını elde edemeyeceği söyleniyor.
Ancak burada dikkati çekeceğimiz konu, Rishi Sunak’ın başarı hikâyesi yazıp yazamayacağı değil, Hint kökenli olması dolayısıyla Hindistan diaporası ve derinden Hindu inancına bağlı olması dolayısıyla da Hindutva ideolojisi.
Türk kökenli olduğu yönünde Türk medya ve stratejik çevrelerince çokça konuşulan Boris Johnson’ın başbakanlığı gibi Hint kökenli olması üzerine Rishi Sunak’ın başbakanlığı da Hint medya ve stratejik çevrelerinde oldukça ses getirdi, ancak biraz farklı tonda.
Çok baskın bir biçimde büyük bir coşkuyla ve gururla lanse edilen gelişmeye aynı zamanda hiciv/yergi sanatıyla istisna bir yaklaşım da söz konusuydu.
Siyasi yelpazede aşırı sol eğilimli olan Hint haber ve görüş sitesi The Wire, 28 Ekim’de çok dikkat çekici bir “Londra Lotus Operasyonu” başlıklı “mizahi görüş” servis etti.
“Bu bir kurgu eseridir. Gerçeğe kurgudan daha yakın görünse de” ön notuyla başlayan metne göre, Sunak’ın başbakanlığının planlanması kararı, Hindistan’da, RSS yetkililerinin Allahabad’daki son toplantısı sırasında gizli bir toplantıda alındı.
Metin özetle; Karnataka, Goa ve Kuzeydoğu’dan İngiltere’ye gönderilen ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin görev süresinden yararlanan Sangh Parivar temsillerince (Hindu topluluğunun ileri gelenlerince), önceden belirlenmiş bir sonuç olarak İngiliz ekonomisinin Liz Truss’ın gözetiminde çöküşünün ardından, İngiliz Muhafazakârlarına özel olarak lobi yapıldığını ileri sürmektedir.
(Bu arada metnin başlığından yola çıkarak, Lotus çiçeği Hindu inancına göre özel, hatta kutsal bir yere sahiptir. Hinduizm’de birçok anlam atfedilen Lotus çiçeği temelde ezeli doğumu, sonsuzluğu sembolize eder. Allahabad şehri ise Hindular için en önemli hac merkezidir.)
Metindeki iddialar kulağa oldukça sağlam bir komplo teorisi gibi gelebilir, ancak güçlü Hindistan diasporası, profesyonel lobicilik faaliyetleri ve Hindutva ideolojisi ile felsefenin içinde barındırdığı güç, hedef ve yapılanmalar bir o kadar gerçektir.
Öncelikle Hint diasporası, Hindistan’ın yumuşak gücünün en etkili silahlarından biridir, hatta en etkili silahıdır.
Bugün 32 milyondan fazla etkin diaspora ile Hindistan, Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci diaspora olma gücünü elinde tutuyor.
Hint diaspora gücü, bulundukları yerlerde kendi değerlerini kanıtlamak adına, yüksek öğrenim niteliklerine yönelik azimli ve hırslı arayışlarından ve pragmatik olarak güçlü örgütlenme ve lobi oluşumlarından beslenir; bu da onların, yaşadıkları ülkelerde siyasi merdivenleri tırmanmalarını kolaylaştırıyor.
Hindu Punjab kökenli geleneksel göçmen ebeveynlerin oğlu olan İngiltere’nin yeni başbakanı Rishi Sunak, Richmond Yorkshire’da parlamento üyesi olarak politikaya ilk girdiği tarih olan 2015 yılında bir gazeteciye şunları söylemişti:
Büyükannem ve büyükbabam kuzey Hindistan’daki bir köyden çok az şeyle geldiler ve iki kuşak sonra torunları parlamento adayı olarak bu muazzam ayrıcalığa sahip. Ailem için yol, eğitimdi.
Yahudi gruplaşmasına benzer şekilde, Hint diasporasının örgütleri ve lobileri, çeşitli ülkelerde politika oluşturma üzerinde bir etkiye sahip olmak ve Yeni Delhi’nin çıkarlarını savunmak için önemli basamak taşları olarak hareket ediyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin, Rus S-400’leri satın alan Hindistan’a özgü CAATSA yaptırımlarından bir feragat uyguladığını düşünün.
Ve ABD’deki Hint-Amerikalı milletvekillerinin gayri resmi bir grubu olan ve Samosa Caucus olarak adlandırılan ABD Kongresi’ndeki Hint-Amerikalı sesinin rolünü hayal edin.
Ya da Washington ve Yeni Delhi arasındaki emsal niteliğindeki sivil nükleer anlaşmanın varlığını düşünün. Ve Hint lobiciliğinin etkisini hayal edin.
Hint diasporasının önceki nesilleri çoğunlukla daha iyi bir yaşam standardı arardı; oysa yeni kuşaklar yaşadıkları ülkelerde aktif olarak yerel siyasete atılıyor.
Şu anda, Portekiz, Singapur, Mauritius, Seyşeller, Surinam, Guyana ve Jamaika, Hint asıllı hükümet liderine sahip; ayrıca mevcut ABD Başkan Yardımcısı ile Kanada’nın muhalefetteki Yeni Demokrat Parti Başkanı ve (Sunak kabinesi öncesi) Birleşik Krallık İçişleri Bakanı da Hint kökenli.
Madalyonun öteki yüzüne baktığımızda, Rishi Sunak’ın gerek başbakanlık konutu Downing Sokağı 10 Numara önünde ilk konuşmasını yaparken ve geleneksel bir fotoğraf için el sallarken sağ bileğinde göze çarpan ve Mouli veya Kalawa olarak adlandırılan ve Hindu inancında çok kutsal olduğu düşünülen pamuklu kırmızı iplik gerekse öncesinde maliye bakanı olarak görev yemini ederken elinde tuttuğu Hindu kutsal kitabı Bhagavad Gita gibi detaylara yoğunlaştığımızda, yalnızca genel olarak Hintler değil, aynı zamanda Hindu inancını taşıyan Hintler, tarihte ilk kez Hindu inancına derinden bağlı bir Hint’in yaşadığı ülke siyasetinde böylesine yüksek bir göreve gelmesinin coşkulu gururunu yaşıyor.
Örneğin, Amerikan Başkan Yardımcısı Kamala Harris de Hint kökenli ancak Hristiyan inancına mensup.
Peki gelelim konuya:
Öncesinde sözünü ettiğimiz Hindutva, Sangh Parivar, RSS gibi sözcükler neyi ifade ediyor?
Hindutva yani Hinduluk, Hindu milliyetçiliğini değil; aslında aşırılıkçı, yani radikal Hindu milliyetçiliğini ifade eden bir sözcük.
Hindutva zeminini hazırlayan olgu ise Hristiyan ayrıcalığının her alanda yansıtıldığı 200 yıllık İngiliz sömürüsü.
Ve bu süreçte yaşanan Hinduizm reformlarıdır.
Ancak Hintlerin kendi öz kimliklerinin korunması niyetiyle başlayan bu eğilim, Hindular içinde bölünmeye yol açan ve Hristiyanlardan çok daha radikal bir biçimde Müslümanları ötekileştiren bir hâle bürünmüş ve aşırılıkçı Hindu milliyetçiliği Hindutva ideolojisi ile dinden siyasete, öğrenciden paramilitere uzanan ve tüm oluşumlarını çatı olarak ifade eden Sangh Parivar, yani Sangh ailesi veya Birlik ailesi ve en güçlü somut yapılanması olan RSS doğmuştur.
Hindutva’nın isim babası Savarkar’ın başyapıtında “Hinduluğun yalnızca bir inanç değil, aynı zamanda da ırk olduğu” ifade edilir.
Kutsal kabul edilen Golwalkar’ın başyapıtında da Müslümanlar, Hristiyanlar ile Komünistlerin de dahil olduğu listede, Hinduların ve Hindistan’ın en büyük üç tehdidinin açık ara başında gelir.
1925’te kurulan ve resmi bir üyelik formülasyonu olmasa da veya resmi olarak bilinemese de bugün 10 milyondan fazla aktif üyesinin bulunduğu düşünülen RSS (Rashtriya Swayamsevak Sangh), yani Ulusal Gönüllü Birliği, paramiliter bir örgüt ve Hindistan’ın yalnızca Hindulardan oluşması gerektiğine, yani Hindu Devleti olması gerektiğine ya da başka deyişle Hint ulusunun Hindu Ulusu olması gerektiğine inanır.
Bu inanç, bugün 8 yıldır iktidarda olan BJP ve Başbakan Narendra Modi ile daha da körüklenmiştir.
1980’de kurulan BJP, Bharatiya Janata Party, yani Hindistan Halk Partisi, Sangh Parivar’ın siyasi ayağı ve Başbakan Modi, yaşamının en erken dönemlerinden bu yana koyu bir RSS üyesi.
Doğrusu, Hindutva felsefesi, 1990’lardan bu yana siyasette hızlı bir yükselişte olan BJP’nin ve lideri Modi’nin 2014’ten bu yana iktidarı tek başına ezici bir destekle göğüslemesi ile doğuşundan beri hiç bu denli parlak bir dönem görmemişti.
Söze konu yükselişi salt Hindistan bağlamında düşünmemek gerek. Nitekim Birlik ailesi Hindistan’da en güçlü oluşum olduğu kadar, ülke dışında da -bilinebilen ölçüde- bine yakın alt kuruluşlarıyla veya temsilleriyle çok güçlü ve etkili bir ağdır.
Bugün 40’tan fazla ülkeye yayılmış olan RSS, Hindistan dışında HSS, Hindu Swayamsevak Sangh, Hindu Gönüllü Birliği olarak bilinir ve ilk olarak 1947’de Kenya’da şubesini açan HSS’in aktif olduğu ülkelerden ikisi ABD ile Birleşik Krallık.
Genel bir özetle gerek Hint diasporası gerek Hint lobiciliği gerekse Hindutva temsilleri, tıpkı Yahudi olgusuna çok benzer bir biçimde öğrenim seviyesi yüksek, maddi refaha sahip, birlik bilinci gelişmiş niteliklerle hareket eden güçlü bir olgudur.
Bugün Britanya’ya başbakan olan 42 yaşındaki Rishi Sunak’ın Birleşik Krallık’ın en iyi okullarında öğrenim görmesi ve yine Hint-kökenli eşiyle birlikte ülkenin sayılı zenginlerinden olması şaşırtıcı değil.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
HAKKINDA DAHA AYRINTILI: RİSHİ SUNAKBİRLEŞİK KRALLIKHİNDİSTANHİNDUTVA